Hekimlere Uygulanan Geçici Görevlendirmeler Hakkında Bilgi ve Hukuki Görüş
Hekimlerin geçici görevlendirmeleri ilişkin temel düzenleme, usul, yetki ve kurallar
26.03.2013 tarihli ve 28599 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, “Sağlık Bakanlığı Atama ve Yer
Değiştirme Yönetmeliği” ; 657 sayılı “Devlet Memurları Kanunu” ; 3359 sayılı “Sağlık Hizmetleri
Temel Kanunu” ; 03.05.2019 tarihli ve 30763 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Kurumlar Arası
Geçici Görevlendirme Yönetmeliği” ile belirlenmiştir.
Görevlendirme süresine ilişkin;
Belirtilen mevzuat hükümlerince kural olarak geçici görevlendirmeler, Sağlık Bakanlığı’nca
yapılır ve bir takvim yılında altı ayı geçemez. Sağlık Bakanlığı, ihtiyaç olan yer ve kurumlarda
görevlendirme yapılması için önceden duyuru yaparak talep toplayabileceği gibi re’sen
(kendiliğinden) de görevlendirme yapabilir. Belirtmek gerekir ki re’sen yapılan görevlendirmeler
kural olarak bir mali yılda iki ayı geçmemektedir. Bu sürenin istisnası olarak genel hayatı etkileyen
savaş, deprem, sel ve yangın gibi doğal afetlerin meydana geldiği durumlar hükmolunmuştur. Bu
durumların varlığı halinde altı aya kadar görevlendirme süresi uzatılabilir.
Eşlerin durumuna ilişkin;
Bununla birlikte, geçici görevlendirme yapılan hekimlerin eşleri de 657 sayılı Kanun
hükümlerine tabi ise aile birliğinin bozulmaması için geçici görevlendirme süresi boyunca eşin
görevlendirildiği bölgeye görevlendirme yapılmasını isteyebilecektir. Benzer şekilde, 2547 sayılı
Kanun'un 38. maddesi uyarınca Bakanlıkta görevlendirilenlerin eşleri de aynı hakka sahiptir. Yurt
dışında en az altı ay görevlendirilen kamu personelinin eşleri ise, eşlerinin görev süresince talep
ettikleri yerlere geçici olarak atanabilir.
Muvafakat sorunu;
Geçici görevlendirmeye ilişkin ortaya çıkan en temel sorunlardan biri hekimin
görevlendirmeye ilişkin muvafakatının aranıp aranmayacağıdır. 657 sayılı Kanunun geçici
görevlendirmeye ilişkin maddesinde açıkça memurun muvafakatının alınması gerektiği
hükmolunmuştur. Ancak ilgili düzenlemenin, kurumlararası geçici görevlendirmeleri kapsayacak
şekilde hüküm altına alınması nedeniyle kurum içi görevlendirmelerde hekimin muvafakatı olmasa
dahi görevlendirme yapılabilmektedir. Bu durum Danıştay kararlarıyla da ayrıca hukuka uygun
bulunmuştur. Kanaatimizce yapılacak görevlendirmenin yalnızca kurum içi olması nedeniyle
muvafakat şartının ortadan kaldırılması doğru değildir. Zira yalnızca iki aylığına dahi olsa hekimin,
ülkenin bir diğer ucuna görevlendirilmesi, hekimin tüm aile ve kişisel düzeninin bozulması
anlamına gelecektir. İş Kanunu’na tabi olan işçiler bakımından bu durum yasaklanmışken, Devlet
Memuru Kanunu’na tabi hekimler açısından yer değiştirme yapılmasını Anayasal eşitliğe aykırı
görmekteyiz.
Tebliğ usulü;
Geçici görevlendirmeye ilişkin bir diğer önemli konu ise tebligat konusudur. Bakanlık görev
yazısını görevlendirdiği hekime, usule uygun bir şekilde tebliğ etmek zorundadır. Görevlendirme
yazısında görevlendirmenin süresi, yeri, görevlendirmenin hukuki dayanağı ve görevlendirme
kararına ilişkin itiraz yolu ve merciinin de ayrıca belirtilmesi gerekmektedir.
1
Ayrıca tebligat ancak Tebligat Kanunu’nun 2. maddesinde hükmünce Posta ve Telgraf Teşkilatı
Genel Müdürlüğü (PTT) veya memur vasıtasıyla ya da kişinin kabul etmesi halinde elektronik
tebligat usulü ile yapılır. Kurumlarda doğrudan kurum amiri ya da görevlendirilen personel
vasıtasıyla da geçici görevlendirme tebliği yapılabilmektedir. Ancak bunların dışında, örneğin amir
tarafından telefonla bildirilmesi, yapılacak tebligat usulleri geçersiz olacağından hekimin
görevlendirilmesiyle ilgili yükümlülükleri başlamayacaktır. Eğer hekim usulüne uygun yapılış
tebligatı almaktan imtina ederse, bu durum bir tutanak altına alınabilir ve bu halde de tebligat, tebliğ
edilmiş sayılır.
Kural olarak hekime geçici görevlendirildiği yere intikal etmesi ve görevine başlaması için
yol harcırahının peşin olarak ödenmesi ve on beş günlük süre verilmesi kanunen zorunludur.
Uygulamada bu sürenin verilmediği, ivedilikle hekimin görev yerine gönderilmesinin talep edildiği
durumlarla karşılaşılabilmektedir. Bu gibi durumlarda kuruma bir dilekçe verilerek süre verilmesi
talep edilebilir.
Kimler geçici görevlendirilebilir;
Mevzuat hükümlerince, öncelikle geçici görevlendirmelerle ilgili olarak öncelikle gönüllü
personelin değerlendirmeye alınmasını, görevlendirilecek personelin son bir yıl içinde il dışına
geçici göreve gitmemiş olmasını ve eşinin yurt dışında veya il dışında geçici görevde olduğunu
belgelendirmesi durumunda görevlendirilmemesini öngörmektedir. Ayrıca, kadın personelin gebe
olmaması, 5 yaşından küçük çocuğunun bulunmaması, eşinden ayrılmış ve velayeti kendisinde
olmak şartıyla 13 yaşından küçük çocuğunun olmaması; personelin sağlık mazereti nedeniyle
mevcut birimine atanmış olmaması ve görev yaptığı sağlık biriminde çalıştığı unvan ya da branşta
tek olmaması gibi koşullar geçici görevlendirme için temel kriterler olarak belirlenmiştir.
Uzmanlık öğrencilerinin durumu;
Geçici görevlendirmelere ilişkin bir diğer önemli konuysa tıpta uzmanlık öğrencilerinin
re’sen geçici görevlendirmeye konu olup olamayacağıdır. Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık
Eğitimi Yönetmeliği’nin 11. maddesine göre; uzmanlık öğrencileri, uzmanlık eğitimi
uygulamasından sayılmayan işlerde görevlendirilemez. Ancak deprem, sel baskını, salgın hastalık
gibi olağandışı ve hizmetin normal olarak sürdürülemediği hallerde uzmanlık öğrencileri, hekimlik
görevlerini yürütmek üzere eğitim gördüğü kurumda veya aynı il içerisindeki sağlık tesislerine üç
aylık süreler halinde bir yıl içinde en fazla iki defa görevlendirilebilir. Bu görevlerde geçen süreler
eğitim süresinden sayılmaktadır. Buna ek olarak, geçici görevlendirme sırasında hekimin uzmanlık
kazanması ve eğitime başlayacak olması durumunda hekim, görev yaptığı kuruma durumu
bildirmelidir. Böyle bir durumda hekimin geçici görevlendirmesi sonlanacak ve uzmanlık eğitimine
başlayacağı kuruma ataması yapılarak oraya katılması sağlanacaktır.
Mecburi hizmet süresi içerisinde olan hekimler;
Kural olarak mecburi hizmette çalışan hekim geçici olarak görevlendirilemez. Ancak, 3359
sayılı Sağlık Hizmetleri Kanunu hükümlerince istisna olarak deprem gibi olağanüstü hallerde geçici
olarak bir ayı aşmamak üzere veya Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ile Sahil
Güvenlik Komutanlığı’nın harekat, salgınla mücadele vb. ihtiyaçları kapsamında yurtiçi ve
yurtdışında iki aya kadar re’sen görevlendirilebilir. Bu süre olağanüstü durumlarda Sağlık Bakanı
tarafından üç katına kadar uzatılabilir. Belirtmek gerekir ki her ne kadar olağanüstü bir durum veya
2
kamu yararının üstün tutulacağı durumlar istisna olarak sayılmış olsa da Bakanlık, görevlendirme
yaparken yine bu yazının önceki kısımlarında belirtilen usullere uyması gerekmektedir.
Unutulmamalıdır ki kurumca re’sen yapılacak geçici görevlendirmelerde eşitlik ilkesi esas
alınmalıdır. Başka bir deyişle bir takım hekimlerin her sene yasal sürelerce geçici görevlendirilmesi
yapılırken bir takım hekimlerin hiçbir zaman geçici görevlendirmeye konu olmaması durumlarının
tespiti halinde gerekli birimlere durumun bildirilmesi önem arz etmektedir.
Aile hekimlerinin geçici görevlendirilmesi;
Geçici görevlendirme, görevlendirildikleri sürenin dört katı mecburi hizmet yükümlüsü
olarak çalışmayı taahhüt etmeleri kaydıyla sözleşmeli hekimlere de uygulanabilmektedir. Bununla
birlikte aile hekimleri açısından ise; “Aile hekiminin yıllık izin, hastalık izni ve diğer nedenlerle
görevi başında bulunamadığı sürede yerine bakan veya boş aile hekimliği pozisyonuna yerleştirme
yapılıncaya kadar görevlendirilen aile hekimi” geçici aile hekimi olarak tanımlanmaktadır. Aile
hekimleri; Bakanlıkça öngörülen hizmet içi eğitimler için bir yılda en fazla otuz günü aşmamak
üzere, deprem, sel felaketi ve salgın gibi olağanüstü durumlarda başka yerde, Bakanlıkça
yurtdışında sağlık hizmeti sunmak üzere bir sözleşme döneminde en fazla iki aya kadar
görevlendirilebilir. Geçici aile hekiminin aile hekimliği sözleşmesinin bulunmadığı durumda 4198
sayılı Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nin 19. Maddesinin 3. Fıkrası hükümlerince;
“a)Kayıtlı kişiler için yapılacak brüt ödeme miktarının % 50’si görevlendirilen geçici aile hekimine
veya geçici aile hekimi olarak Bakanlık personeli görevlendirilmiş ise bu personele ödenmek üzere
kadrosunun bulunduğu kurum döner sermaye emanet hesabına,
b)18 inci maddenin ikinci fıkrasının (ç) bendine göre ödenecek gezici sağlık hizmeti gideri
ödeneğinin tamamı, çalışılan gün sayısıyla orantılı olarak geçici aile hekimine, ödenir.”
Re’sen Yapılan Geçici Görevlendirmelere İtiraz
Türk İdare Hukuku ve İdari Yargılama Usul Kanunu uyarınca, idari işlemlerin iptali için
yargı yoluna başvurulabilir. Re’sen yapılan geçici görevlendirmeler de birer idari işlem olduğundan,
bu kararlara karşı yargıya başvurmak mümkündür. Ayrıca, tebliğ usullerinde bir eksiklik bulunması
durumunda dahi idari işlemin – bu durumda geçici görevlendirmenin – iptali talep edilebilir.
Ancak unutulmamalıdır ki, geçici görevlendirme kararına karşı itiraz ederek iptal talebiyle
yargıya başvurmak, kararın uygulanmasını kendiliğinden durdurmaz. Bu nedenle, hekimlerin
görevlendirme yapılan yerlere gidip göreve başlamaları gerekmektedir. Aksi hâlde, görevden
çekilmiş sayılma gibi ağır yaptırımlarla karşılaşabilirler. Bu durumda önemli bir sorun ortaya
çıkmaktadır: Hukuka aykırı bir idari işlem söz konusu olduğunda, hekim itiraz ederek yürütmenin
durdurulmasını talep edebilir. Ancak, işlemin iptaline ilişkin yargı kararının alınması bir yılı
bulabileceği gibi yalnızca yürütmenin durdurulması kararı almak dahi bir ay sürebilmektedir. Böyle
bir durumda, hekim haklı olarak şu düşünceyle hareket edebilir: “İdari işlemin iptali için uğraşana
kadar, zaten 2 aylık görevlendirme süremi tamamlarım.” Bu durum, örtülü bir şekilde, hak arama ve
itiraz etme özgürlüğü gibi anayasal hakların engellenmesi anlamına gelmektedir. Başka bir
ifadeyle, hak arama özgürlüğü doğrudan yasaklanmamaktadır; ancak sistemin yavaşlığı ve
yargılama süreçlerinin maliyeti nedeniyle hekimler itiraz etmekten vazgeçmektedir. Bu durum,
açıkça evrensel hukuk ilkelerine ve Anayasa’ya aykırıdır. Bu sorunun çözümü için herhangi bir
adım atılmaması da doğru değildir.
3
Ayrıca, hekimlerin sık sık yurt dışındaki askeri birimlere geçici olarak görevlendirildiğine
şahit oluyoruz. Her ne kadar bu tür görevlendirmeler, 657 sayılı Kanun hükümleri uyarınca
kurumlararası geçiş sayıldığından, hekimin açık rızasına bağlı olsa da, uygulamada bu rızanın
alınmadan görevlendirme yapıldığını görmekteyiz. Bu durum, yasal dayanağı olmayan bir
uygulama olup, itiraz süreçlerinin uzunluğu ve karmaşıklığı nedeniyle hekimleri istemedikleri hâlde
bu görevlendirmelere mecbur bırakmaktadır. Özellikle askeri birimlere geçici görevlendirmesi
çıkan hekimlere, görevlendirme yazılarını “Muvafakatim yoktur.” ibaresiyle tebliğ almalarını
öneriyoruz. Bu, hem haklarının korunması hem de yargı süreçlerinde delil teşkil etmesi açısından
önemlidir.
4